FIDIC SÖZLEŞMELERİ 2017 GÜNCELLEMELERİ ÇERÇEVESİNDE UYGULAMAYA YÖNELİK BAZI ÖNEMLİ FARKLILIKLAR

FIDIC SÖZLEŞMELERİ 2017 GÜNCELLEMELERİ ÇERÇEVESİNDE UYGULAMAYA YÖNELİK BAZI ÖNEMLİ FARKLILIKLAR

Author: Av. Elif CANTEZ     Date: 30 Aralık 2020

1

İsviçre'nin Lozan kentinde Müşavir Mühendisler tarafından kurulmuş olan “Müşavir Mühendisler Uluslararası Federasyonu (Federatıon Internatıonale Des Ingenieurs Conseils” (FIDIC)) tarafından oluşturularak yayınlanan FIDIC Rainbow-Gökkuşağı serisinin güncelleştirilmiş versiyonu 2017 yılında yayınlanmıştır. Serinin yaratıcısı olan Federasyonun temel amacı ve halihazırda sağladığı hizmet, küresel ölçekte bir müşavir mühendisler birliği oluşturmak ve standart sözleşme formları hazırlamanın yanında, buna ilişkin yardımcı kitaplar düzenlemek ve eğitim hususunda ve uyuşmazlık uzmanlarının akreditasyonu hususunda sektöre ve uygulayıcılarına destek sağlamaktır.

 

FIDIC Sözleşmeleri, uluslararası inşaat sektöründe ağırlıklı olarak anahtar teslim ve büyük ölçekli altyapı inşaat işlerinde kullanılan, standart hükümler içeren ve gerek müteahhit-işveren gerekse müteahhit-kontrolör (müşavir) arasında işin ifası ve uygulaması süresince gözetilecek ve riayet edilecek hak ve yükümlülüklerin düzenlendiği bir “tip-sözleşmedir”. Gökkuşağı serisinde her bir renk sözleşme, belli tip iş kapsamına yönelik hazırlanmış hak ve yükümlülükleri içerir.

 

FIDIC Sözleşmeleri ve gökkuşağı serisinin oluşturulmasının temel amacının, uygulamayı ve standardize ederek, yukarıda bahsettiğim temel ilişkilerin belirli bir temele oturtulması, sağlanan temelde kaliteli kurulan ilişkilerin de zamanla aynı düzleme sadık kalınarak eş zamanlı olarak daha dengeli bir sözleşmesel altyapı kurulmak suretiyle geliştirilebilmesi olduğu söylenebilir.

 

Genel itibariyle FIDIC sözleşmelerinin temel prensiplerinden biri; tüm FIDIC sözleşmelerinin tasarım ve inşaat alanında deneyimli mühendisler tarafından düzenlenmiş olmasıdır. Bunun yanında, tüm FIDIC serisi sözleşmeleri, taraflar (İşveren-Müteahhit-Müşavir) arasında dengeli bir risk dağılımı gözetir ve bu tip-sözleşmelerde, uygulama dikkate alındığında Müşavir (Kontrolör)’in rolü her zaman oldukça kritiktir.

 

2017 yılında yapılan Kırmızı, Gümüş ve Sarı kitaplara ilişkin güncelleme-revizyonlara bakıldığında amaçlanan temel unsurun, sözleşme sistematiği ve uygulamasını, tüm taraflar açısından majör biçimde anlaşılırlık ve belirlilik açısından geliştirmek olduğu görülmektedir. 2017 revizyonları ile sözleşme içeriğine daha fazla emredici hüküm (“shall”- sözleşme dilinde yükümlülük doğuran ifadedir) ve daha detaylı proje yönetimi düzenlemeleri eklenmiştir. Nitekim bu, sözleşmenin tüm tarafları için işin ifası ve uygulamasına yönelik daha net ve detaycı hak ve yükümlülükler getirilmesi anlamını taşır ki, bu doğrultuda revizyonların olumlu etkisi uygulama sıklığı ve zamanla çok daha geniş kitlelerce fark edilecektir. Bununla birlikte, her ne kadar “detaycı” ve “emredici” hükümler getirildi desek de bir yandan da FIDIC tipsözleşmelerinin önceki serilerinde de gözlemlediğimiz sade yazım dili halen korunmaktadır.

 

2

Bu özelliği de FIDIC sözleşmelerinin amaçlandığı şekilde daha geniş coğrafyalarda ve yargı alanlarında uygulamasını pekiştirecektir. Uygulamaya yönelik birkaç spesifik ve önemli bulduğumuz revizyondan bahsetmek adına FIDIC gökkuşağı serisinin üç rengi olan; Kırmızı, Gümüş ve Sarı kitapları açısından durumuirdelemek gerekirse, öncelikle göze çarpan fiziki farklılığı belirtelim. 1999 serisinde 20 olan hüküm sayısı, 2017 versiyonlarında karşımıza 21 adet hüküm olarak çıkmaktadır. İçerik anlamında yapılan önemli değişiklikler dikkate alındığında, sözleşmenin fiziksel bütünlüğü ve formunun olabildiğince korunduğu söylenebilir. 1999 serisinde 20.madde “Talepler, Uyuşmazlıklar ve Tahkim” maddesinin, 2017 versiyonunda; “Madde 20: İşveren ve Müteahhit’in Talepleri” ve “Madde 21: Uyuşmazlıklar ve Tahkim” olmak üzere iki ayrı hükme bölündüğünü görüyoruz. Burada amaçlanan ayrımın, gün be gün işin ifası ve uygulamasın sırasında oldukça sık yaşanabilecek olan “talep (claim)” ile “uyuşmazlık (disputes)” kavramlarını ayırmak olduğu açıktır. Aynı madde içerisinde düzenlendikleri versiyonda dahi uygulamaları birbirinden farklı olduğu gözetildiğinde, söz konusu ayrımın uygulamaya yönelik akıllıca olduğunu söylenebilir. Taahhüt ve inşaat projelerinin birçoğunda sürelerin ve zamanın proje uygulamasındaki mutlak önemini belirten kalıp olan “time is of the essence” ifadesini sıklıkla görürüz. Bu ifade önemlidir, zira, bu ifadenin bulunduğu sözleşmelerde belirtilen belirli bildirim sürelerine aykırılık halinde, sözleşmesel olarak hak kayıpları söz konusu olabilir. Bu ifadeyi uygulama açısından yorumlamak gerekirse, sözleşme kapsamında verilen sürenin “mutlak” ve “emredici” mahiyette olduğu sonucuna varılabilir. 2017 versiyonunda da sözleşme içeriklerine yeni ilave birtakım spesifik sürelere rastlıyoruz. İlave mutlak ve kısıtlı süreler eklenmesinin arkasında yatan temel neden, belirtilen “mutlak süre” ye riayet edilmediği takdirde, ilgili eylemin, eylemde bulunması beklenen tarafından “alınmış kabul edilmesi” (deeming provision) mekanizmasının söz konusu olmasıdır.

 

Kırmızı ve Sarı kitapların 2017 serilerinde, Müşavir (Engineer)’in tarafların taleplerine (Claims) ilişkin rolü daha detaylı hale getirilmiştir; taraflarla anlaşmalarına ilişkin görüşmeler yürütülmesi, anlaşma olmaması halinde karar verme yetkisi, verilen kararın uygulanması, verilen karardan tatmin olunmaması hali v.b. 1999 serilerinde zımnen bulunan ve yorumlama ile ortaya çıkan “taraflar arasında adilane davranma” prensibi, 2017 serilerinde “Müşavir, Taraflar arasında nesnel şekilde hareket etmelidir” (the Engineer is required to act neutrally between the Parties) ve “Müşavir’in, İşveren adına hareket ettiği kabul edilemez” (not be deemed to act for the Employer) ifadeleri eklenmek suretiyle oldukça somut hale getirilmiştir. Nitekim, FIDIC sözleşmelerinde bugüne kadar oldukça fazla eleştiri getirilen konulardan biri olduğuna inandığımız Müşavir’in bağımsızlığı konusudur. Zira, Müşavir’i İşveren’in görevlendirdiği dikkate alındığında, bu kısım tartışmaya açık bir unsur olarak durmaktaydı. Bir diğer önemli sayılabilecek değişiklik, Sözleşmelerin 7.5 maddesi olan; Ayıp ve İade [Defects and Rejection] kapsamına en iyi ve uygun uygulamayı yansıtmak adına Müteahhit’in, ayıpların giderilmesine yönelik teklif iletmesi ve bu teklifin Müşavir tarafından incelenmesi uygulaması gibi birtakım yeni düzenlemeler eklenmiştir.

 

3

Bunun yanında, 2017 Kırmızı kitaba ilişkin uygulamada sıklıkla kullanılan bir madde olan 8.5: Süre Uzatımı (Extension of Time) maddesi uyarınca, artık açıkça süre uzatıma hak kazanımı için Müteahhit’in talepler (claims) prosedürüne riayet etmesi yükümlülüğü aranmadığı belirtilmektedir. Yukarıda özetler halinde kısaca değindiğimiz revizyonlardan yola çıkarak, yazının başında belirttiğimiz gibi, yapılan değişiklikler ile uygulamanın her bir taraf nezdinde daha net ve anlaşılır hale getirilmesi ve uygulamanın daha geniş coğrafyalarda daha somut biçimde yaygınlaşarak taraflar ilişkilerinin ve buna bağlı uyuşmazlıkların standart bir format üzerinde düzenlenmesi amaçlanmaktadır. Buna karşın işbu yazıda değindiğimiz hususlar, mevcut değişikliklerin çok az bir kısmını ifade etmektedir. Bu itibarla, işbu yazı serisinin devamı niteliğinde, daha detaylı ve fazla sayıda hükmü ve uygulamasındaki değişiklikleri diğer yazılarımız içeriğinde takip edebilirsiniz.

 

All Publications

  • FIDIC SÖZLEŞMELERİ 2017 GÜNCELLEMELERİ ÇERÇEVESİNDE UYGULAMAYA YÖNELİK BAZI ÖNEMLİ FARKLILIKLAR